Roman (Yerli)

Sabah Uykum

sabah uykum 5edc702746810Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.

Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.

Yarım kalanlara…
Bir parça huzur arayanlara…
Hâlâ aşka inananlara…
Belki bu kitap tamamlar seni…
Belki huzuru şu an elinde tutuyorsun. Belki de aşk bu kitabın içindedir.

İÇİNDEKİLER

Başlangıç…15
Sosyal Medya Otobiyografisi…17
Sabahlar Sana Benzer…19
Bugün Beni Kendinde Kaybet…22
Şarkılar Aşkın Anahtarıdır…23
Belki Her Şey Bir Mektup Kadar…24
Ben Bugün Seni Sevsem Yine Susarım…25
Elindekilerin Değerini Bil…26
Olumluya Çalış, Sevmeye Alış…27
Yara Bandı Ruha İyi Gelmez…28
Senin Hiç 13 Harflik
Bir Savaşın Oldu mu?…29
Bilirim İki İşi Bir Arada Yapamazsın Sen…30
Hiçbir Acı Kalıcı Değil…31
Bazen Olmayışını Sev…32
Bu Dünyadan Kuru Gitme…33
Ayraç Bile Girmesin Aramıza…34
İlla Yarım Kalacaksak, Yarım Sende Kalsın…35
Haklısın…36
Sarılırken Güvenmeli…37
Bazen Yalnız Bırakırlar…38
Yeniden Doğmak Mümkün Değil …39
Yakma Bir Sigara…40
Köprücük Kemiği…42
Müsaitsen Ofsayda Düşebilir miyiz?…44
Saçların Papatya Koksun…45
Sen Acıyı Aşk Sanmışsın, Aşkı Acı…46
Ben Seni Anlayamadım…49
Sevdiğiniz Adamın Üzerine “Bu Benim” Yazın…50
Su Çok Güzel, Gelsene…52
Aşk Bizim Köye Küsmüş…54
Üşümüyorum, Sanlma Bana…55
Boş ver, Sarılmayalım Biz…56
Sen Benim Boşluğumsun…57
Gülüşünü Gülüşüme Katar mısın?…58
Ben Seni Hep Yanımda Aradım…59
Tel Toka Deyip Geçme Sakın…60
Seviyorum Lan Seni…61
Bir Fotoğraf Gibi Seveceğim Seni…63
Niye Böyle Anne?…64
İçinde Sen Olan Birini Sev…65
Karar Senin…66
Çok Dağınık Sevmişim Seni…67
Şarkı Bitene Kadar Seveyim Seni …68
Belki de Sevmek Bir Martının Kanatlarında Saklı…69
Kendine Birini Katabildiğin Kadarsın…70
Sen Islandın mı Benden Sonra?…72
Konuşuyoruz Ama Sevgilin Kızmasın…73
Curcuna…75
Öğrendin mi?…76
Üçüncü Kişi…78
Filmin Sonunu Düşünmeyin…79
Hiçbir Şey Senden Değerli Değil…80
Neyse, Seni Seviyorum…82
Ya Kül Olursun ya da Sönersin…84
Hayatımın Karesi…85
Aşk Bir Dokunuş…86
Artık Birkaç Harf Noksan Yaşıyorum…87
Kokunu Bilmeden Sevebilirim…88
Mutluluğun Dibi…89
Kendimi Kandırırım Ama înandıramam…90
Kalmayı Bilmeyeni Sevmek Zor…92
Her Yer Her Yerde…94
Gitmek, Başkalarına Karışmaktır…95
Gel Desen Gelemem, Uzaklar Güzel…96
Evet Derken Ayağıma Basar mısın?…97
Bütün Ezberlerimi Bozdum Senden Sonra…99
Birbirimizin Olduğumuza İnanamadık…100
Bir Parça Huzur Bir Ömür Sen…102
Bir Kıza Verebileceğin En Güzel Hediye…103
Bir Çocuğun Hatıra Defterinde…104
Beni Böyle Bırak Git, Git Gidebilirsen…106
Gitmeseydin İyiydi …107
Senin Ağlayabilecek Kadar Güzel Bir Kalbin Var…110
Ben Senden Ayrılamam…111
Ben Hep Aynı İstasyondayım…112
Ayrılık Bize Benzer…114
Aşkın Yaşı Yok, Bizim Var…115
Ayrılık Nasıl Olsa Gelir…117
Bu da Böyle Bir Animdir…118
Fesleğen Kokusunda Aşk…120
Şimdi Onlar Düşünsün…122
Sarılınca Geçmez…123
Gökyüzü Annemin Gözlerine Saklanmış…124
Ben Sende Sarhoş Oldum…127
Çok Kalmak Yakışmazdı Sana…128
Ben Korktum, Biliyor musun?…129
Üzerinde Ne Var ki?…130
Sence Şu Kız Güzel mi?…131
Sen Benim Her Şeyim Değilsin…132
Yalnızlık Büyük Lüks…133
Ben Sen Olsam…134
Aşkını Kalbime Uzat…135
Uçuçböceği…136
Zamanaşımı…137
Özlemek Tam da Şimdi…138
Her Halinle Güzelsin…139
Sanlsak mı bilemedim…141
Özetle, Sensizlik Kötü Şey…142
Önce Yollarında, Sonra Kollarında Kaybolmaksın…143
Hayalimi Hayalinle Süsler misin?…145
Haberin Yoktu…146
Gidemediğin Zamanlar Olur…147
Bir Kız Sevdim, Hep Çocuk…148
Otel Odalarını Evin Sanıyorsun…149
İşte Ben Senin için O Şarkıyım…150
Şarkılar İnsanlara Benzer…151
Ben Senin Olmadığın Yerdeyim…152
Bu En Sensiz Halim…154
Kime Denk Geldi Gözlerin? …155
Aşkın “Yaşı” Olur…156
Pembe Pamuk Şekeri…157
Pastel Boyalı Hayaller…158
Eylül Fırtınası…159
Bırak Gülüşünden Düşsün…160
Bak Ben Seni Şöyle Sevdim…161
Hevesten Öteye Gidemedik…162
İşte Benim Ailem…163
İki Tren Bileti…164
Hasretim Olma, Esaretim Ol…165
Aralanalım Derken Yaralanmayın…166
Aşk Acısı Büyük Lüks…169
Aşkınızdan Geberiyorum Küçükhanım…172
Dünyadaki Tek Kadın Sen Değilsin…177
Bitmesem Özlerdim, Bitmesen özlerdim…179
Çünkü İnsanlar Kötüler…181
Çünkü Kimse Seni Benim Kadar Çok Sevemez…185
Belki Bensizlik İyi Gelir Sana…188
Dünya İbaret Bir Handan Çocuk …192
Gökyüzünü Utandıran Mavileri Severken…196
Hepiniz Aynısınız, Hepimiz Aynıyız…199
Git ve Bana Ayrılıktan Bahsetme…202
Biz Öldüğümüzde…205
Aşklarımız da Ölür mü?…205
Unutulup da Bir Türlü Unutmayı Beceremeyenlere…207
Bir Kadını Benliğinde Kaybetmeyi Öğrenmeli…209
Kadrolu Mutsuzlar…211
Bugün Hâlâ Yirmi Dört Eylül…216
Şimdi İki Yabancıyız…218
Yokluğunda Her Şey Tatsız…219
Sonsöz…221

Başlangıç

Soğuk Kahve kitabını yazarken, “Hayatta her şeyin bir başlan­gıcı vardır” demiştim ve bugün Sabah Uykum için bir başlangıç yazıyorum. Hayat yeni başlangıçlara gebe bir yer. Ölene kadar hep yeni başlangıçlar yapacağız ve bu başlangıçlar için cebimizin yeni umutlarla dolu olması gerekiyor. Umutlu olmak, beynimizin olumlu tarafını kullanmaktır ve umut çoğu zaman insanın her şe­yidir.

Yazmak hep yaşamaktır, bir an bile durmadan başka hayat­larda yaşamak. Uyurken bile hayatların içine karışmak, cümlele­rinizin başka ellerde dolaşması ve insanlara yeni ufuklar açması­dır. Ben hep bu yüzden yazdım. İnsan sonsuza dek konuşamaz, mutlaka yorulur, uyur ve zamanla konuştuklarının hepsi kaybolur. Yazmak, uyuyan bir insanın konuşmasıdır. Sonsuza dek yazama­yacak bile olsa yazdıklarıyla yaşamasıdır. Her an başka ellerde, başka düşüncelerde hayat bulmasıdır.

Ben bir gün senden ayrıldığımda, bu hayata güzel bir şeyler bırakmış olarak gideceğim. Soğuk Kahve kitabını kahvelerini so­ğutman ve kahveni soğutacak insanı hayatına katman için yaz­dım. Sıra Sabah Uykum kitabında, bu kitabı ise elinde olan insanı sabah uykun kadar sevmen için yazdım. Belki onu bir ömür sabah uykum diyerek seversin. Belki ona “Nasılsın sabah uykum” yazan bir mesaj atarsın.

Soğuk Kahve kitabı gibi bu kitap da her şeyin bir başlangıcı olabilir. Umarım yazılarda kendinle yüzleşir ve kendine ait hisler, düşünceler bulursun. Belki de çoktan bulmuşsundur o hisleri ve cümlelerini koymuşsundur cebine. Aslında her yazı bir cümledir ve sen kendi cümleni mutlaka cebine koy. Her ne olursa olsun kendine iyi bak. Tekrar tekrar okuyabilmen dileğiyle…

Sosyal Medya Otobiyografisi

Teknoloji böyle bir şey işte; insanları yakınlaştırıyor mu yoksa uzaklaştırıyor mu, hiç anlamıyorum.

Sosyal ağlara geç katıldığım için uzunca bir süre arkadaşla­rımla yüz yüze görüşmek zorunda kaldım. Şimdilerde her şey harika, Facebook, Twitter derken iyice asosyal bir adam oldum.

Biraz kendimden bahsedecek olursam…

Patates kızartmasını, mantıyı ve gazozu severim, insanlara değer veririm, ancak genelde umurumda olmazlar. Böyle de bir çelişki içerisinde hayatıma devam etmekteyim. -Mışlı, -mişli konuşmayı severim.

Öyleymişiz, böyleymişiz oyunları tam benliktir.

Hayal dünyam geniştir diyemem, ancak uzundur.

İnsanların gözlerine uzun uzun bakmayı sevmem, çünkü gü­lesim gelir.

Yüzlerce yazı yazabilirim.

Hiç durmadan saatlerce bir şeyler karalayabilirim. Yapabilirim, edebilirim, -bilirim…

Aşk denen şeye inanmam ama duş almayı severim.

Konudan konuya atlar, adamın aklındaki soruyu unuttururum. İkiyüzlü insanları sevmem.

Çok fazla soru soran insanlarla muhabbet etmem.

Kendine güvenen insanları çok severim.

Eğitim ve sağlık sektörlerinde özelleşme olduğu sürece ülkede eşitlik olacağına inanmam.

Parası olanın okuduğu, parası olanın sağlıklı yaşadığı bir düzen bana uymaz… Yılbaşlarında ortalama bir Türk ailesi gibi bisküvi ve kuruyemiş yer, TV izlerim.

14 Şubat’a yalnız girer, yalnız çıkarım.

Doğum günlerine çok önem vermem.

Bu arada en sevdiğim renk gri.

Bedelini ödemeden hiçbir şeye sahip olamayız.

Çok çalışmalıyız, çok…

Az kalsın unutacaktım;

en iyi öpüşen adam madalyam var.

3-2-1 diyoruz ve ne yapmak istiyorsak ona inanıyoruz.

Allah yolunuzu açık etsin arkadaşlar…

Yok, ben ateistim diyorsanız da yolunuzu açık edecek birini bulun…

Hoşça kalın…

Bu arada ben hoşça kal diyemem.

Sadece yazabiliyorum.

Sabahlar Sana Benzer

Çok uzundu yol, koştum durmadım. Aldırmadım yağmura…

İyi değildim belki ayıpladı herkes beni. Ayıp mıydı sev­mek diye düşünmedim, o an senden başka hiçbir şeyi düşünme­dim. Aklımda seni kaybetmek vardı. Bir insanın sabah uykusu kadar sevdiği birini kaybetmesi. îşte alışılabilir bir şey değil bu. Senin bir daha olmayacağını söylediler, inanmadım. İnanmak en zoru işte. Ben hiç kaybetmemişim bu hayatta ve bunu bugün se­ninle öğrendim. Sensizlikle öğrendim.

Her sabah attığım “Günaydın sabah uykum bugün nasılsın?” mesajlarının bir yeri yok artık. Son attığım mesajda iletilmedi zaten. Bundan daha büyük bir çaresizlik biliyor musun sen? Te­lefonunu kapatmışlar haberin bile yok. Gittiğin yerleri bilmiyor­sun oysa sen bilmediğin bir sokağa bile girsen korkardın. Şim­di sahi ne yaparım ben sensiz. Kime atarım o mesajları? Adını söylemediğim günlerde kime sığınırım, kimin kokusunu çekerim içime?

Arkanda ne çok soru bıraktın. Beni ne çok sensiz bıraktın. Bi­liyorum zor kabullenmek sensizliği, biliyorum yoksun artık ve bu her şeyin üzerinde bir yokluk. Dönüşü olmayan, gidişine sular dökmek istemediğim bir yokluk. Bende çok fazla cümlen kaldı. Sana söylesem ne güzel olurdu dediğim yüzlerce yazı var. Okuma­dım hiçbirini sana, hiç haberin olmadı belki de ne kadar sevildi­ğinden. Ben seni çok harfli sevdim, bütün harfleri senin yüzünden sevdim.

İnsan izin vermek istemiyor gidişlere. Çok kere söyledim «seni bırakmayacağım» diye. Belki günlerce gecelerce bağırdım. Hiç şarkı dinlemedim, bir şeyler seni hatırlatsın istemedim. Ben ne öğ­rendim biliyor musun? İnsan hiç unutmadığı birini hatırlayamazmış. Ben bugünde seni hatırlamadım. Senin benim benliğimde hatırlanmak gibi bir lüksün yok. Unutamıyorum. Elini tutsam hiç bırakmasam faydası olur muydu? Ne yapayım ben? Ne yapayım sen söyle.

Ben bittim ama ben bittim.

Belki başka bir zaman yine karşılaşırız. En azından ben öyle inanmak istiyorum. Bence karşılaşmamız gereken çok fazla konu var. Seninle ne şekilde olursa olsun yeniden karşılaşmak isterim. Toprağın altı üstü fark etmez. Ben seni her şekilde yeniden seve­rim.

“Nasılsın sabah uykum?” Bugün nasılsın? Islandın mı toprağın yine? Sen duş almayı seversin ben de severdim. Toprak seni aldığı için mi böyle güzel? Senin kokun mu yoksa yeryüzüne yayılan? Ne çok soru soruyorum değil mi? işte insan birini sabah uykusu kadar sevmeyi versin. Sevince böyle oluyor demek ki çok sevince böyle unutamıyor böyle içinde taşıyor.

Ben yolculukları sadece seninleyken severdim. Sensiz bir yol­culuğun tadı yok. Oysa tren gemi ya da otobüs fark etmezdi. Ya­nımda olsan yine gezerdik. Cam kenan hep senin olurdu ama sen camdan dışarıyı izlemezdin, başını cama değil bana dayardın.

Ben artık yeni yolculuklara çıkmıyorum. Çıkasım yok ki. Gidesim yok senin olmadığın yerlere…

Papatyalar bıraktım yanma geçen gün. Papatyalar sana ben­zer, narin ve soylu çiçeklerdir onlar. Öyle elden ele dolaşmazlar. Herkesleşmezler. Herkes sevdiğine gül verirken biz seninle papat­yaları sevdik. Belki de biz papatyadan insanlardık. Başka çiçekle yapamıyorduk. Papatyalar diyorum koparmadan kokmazlar iyi bilirsin sen. İşte ben sen seviyorsun diye hiç papatya koparma­dım. Yanma bıraktıklarım bir saksının içinde duruyorlar. Varsın kokmasınlar, onlar hep seni izliyorlar.

Ben gidiyorum şimdi ve her gün “nasılsın sabah uykum” me­sajını önce kim atacak yarışını yaptığımı suyumu özlüyorum. Sen benim suyumsun, öyle berrak öyle temiz en güzel huyumsun. Sen benim sabah uykumsun, uykumdan çalanım, yanıma yar olanımsın. Ben seni bir adamın en saf haliyle sevdim. Elmacık kemikle­rini ayrı, gülüşlerim, saçlarını ayrı sevdim.

Ben gidemiyorum şimdi.

Ben hiç gidemem ki senden, ben sana kalmaya geldim, seni yanıma almaya geldim.

Sana belki hiç okuyamayacağın ama hep benden duyacağın yeni yazılar yazdım.

“Hoşlandığın kadına papatyalar vermelisin hatta vermesen de olur”” $u topraklarda bir yerlerde senin için yaşayan papatyalar var desen yeter. İşte o papatyalar nasıl yerinde güzelse sende benim yanımda öyle güzelsin.

Bizi koparmasınlar.

Bugün Beni Kendinde Kaybet

Hayat belli bir düzen üzerine kurulu, sırası gelen gider, sırası gelen sarılır ve bütün vedalar soğuk olur. Ağustos ayındaki ayrılık ile mart ayındaki ayrılık birbirinden farksızdır. Üşümen gerektiğinde üşürsün, mevsimler matematik dersindeki sıfır sayısı kadar etkisiz kalır.

İnsan binlerce hayattan geçer ama birinde kaybolur. İşte o gün başka bir hayata karışamaz. Birinde kaybolmak böyle bir şey ve her insanın çıkmaz bir sokağa ihtiyacı var. Kalbinin yollan bu­lamadığı sokaklara…

Bazen bir çıkış yolu ararsın ama amacın o hayattan sıynlmak değildir. Onu tekrar bulmaktır çünkü heyecanını kaybeden bir benliğe elektrik çarpması bile halay çektiremez. Bazı insanlar çok halay başı, ellerinde mendiller, heyecanlan doğuştan…

“Gel” dediğinde tüm kalbini açmalısın ona, “Git” dediğinde acaba “Kal” der mi diye düşünmemeli bile… Her gelişin bir gi­dişi var ve insan ihtiyacı olan her şeyi kullanmalı. Gözyaşı varsa dökmeli, zaten dökmeyeceksek neden var? İyi hissediyorsan bırak kendini gökyüzünden aşağı, bırak kimse tutmasın.

Bugün beni kendinde kaybedebileceğin kadar çok sev, bugün hiç gitmeyecekmiş gibi gel kanş bana, bugün ellerimi ellerine ör çünkü sen gelmezsen bana hep dün. Sayende güngörmez, el ör­mez oldum.

Ellerin başkasına benim kadar yakışmaz, bilirim.

Şarkılar Aşkın Anahtarıdır

Olmadı, açar bir Zeki Müren şarkısı dinleriz. Sonra gözlerin doğar gecelerime, sonra bulamazsın benim gibi seveni, sonra sen kimseyi sevemezsin… Unutamam seni derken Paşamız sorarım kendime unutamadım mı diye. İnsan ezberledik­lerini kolay unutamıyor. Çarpım tablosundan farkın yok, kolaysa sen unut iki kere ikinin dört ettiğini…

Sonra susmaz Paşamız, devam eder okumaya ve der ki: “Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın, sesini duyan olur, sana göz koyan olur… Düşmanımdır seni kim, bulursa cana yakın, annen bile okşasa benim bağrım kan olur.”

Ben içmem bilirsin ve karışık meyve suyuyla bulurum kafayı ya, seni bulamam. İçimden bir cümle geçiririm, şarkılar değişir ve susmaz Paşamız, okur da okur ve der ki: “Sorma utanırım, sorma söyleyemem, sorma nöbetlerdeyim başım duman…” Olur mu, Paşa’nın dediği gibi buluşur muyuz rüyalarda… Aşk gülümüz solsa bile, gözümüz yaş dolsa bile, zaman geçmiş olsa bile rüyalar­da buluşuruz.

Son bir defa göreyim, uğruna can vereyim, kollarında öleyim başka bir şey istemem diyor üstat. Sormazlar mı adama daha ne isteyeceksin diye? Şarkılarda sormazlar Paşam, sen istersin, onlar bilmez ve sen seversin ama onun ruhu bile duymaz.

Kimi benim gibi sever gönülden, kimi senin gibi el olur gider…

Bana cümleler bırak, okudukça sen olayım.

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Azat Kuşları

Editor

DA VİNCİ ŞİFRESİ

Editor

Maznun

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası