Hacı Murat Romanı Hakkında Yorumlar ve Analizler
Hacı Murat, özgün adı ile Hadji Murat adındaki roman büyük Rus romancısı Lev Nikolayeviç Tolstoy’un 1896–1904 yılları arasında yazdığı ancak ölümünden sonra 1912 yılında yayımlanan tarihi bir romanıdır.
Tolstoy bu romanında 1853 – 1855 yılları arasında Kırım Savaşı ‘nın Kafkas Cephesindeki Rus güçleri ile Şeyh Şamil’in emrindeki Çeçen ve Avar Savaşçıları arasında geçen büyük mücadeleyi konu edinmiştir. Bu roman Tolstoy’un en son eserlerinde birisidir. Roman 1950li yıllardaki Çarlık Rusya’sı, Rus halkı, Rus askerleri, devlet düzeni, askeri hiyerarşisi, ordu disiplini hakkında pek çok detay sunmaktadır. Roman Kafkas halkları, Müslümanlık ve yerel halk hakkında da oldukça detay bilgiler vermektedir. Dönem hakkında pek çok tarihi, kültürel ve sosyolojik bilgiler sunan bu romanın üzerinde Tolstoy’un i 6 yıl çalışıp, yaklaşık 5000 sayfa tarihi belgeyi incelediği söylenmektedir.
Tolstoy’un, bu kitabı yazmak için o coğrafyada yaşayan Müslümanlar hakkında gözlem yaptığı ve pek çok dokümanı okuduğu eserden de anlaşılmaktadır. Roman Şeyh Şamil ile birlikte Ruslara karşı savaşırken Ruslara sığınan Şeyh Şamil’in en yakın dostu Hacı Murat’ın gerçek tarihte de yaşanmış olan hazin hikâyesine dayanır.
Fakat bazı kaynaklar Hacı Murat’ın Ruslara sığınmasını biraz daha farklı bir nedene dayandırır. Romanda anlatılanın aksine Hacı Murat’ın Ruslara Şamil’in ajanı olarak sığındığı , görevinin de silah ve mühimmat tedariki konusunda çok büyük güçlük çeken Şamil’e silah temin etmek olduğu aktarılır.
Bu plana göre” ; ” Hacı Murat, İmam Şamil’e isyan edecek, Şamil tarafından idama mahkum edilecek, bunun üzerine Hacı Murat, hayatını kurtarmak için kaçıp Ruslara sığınacak Ruslara iltihak edecek ve onların emniyetini kazandıktan sonra, mükemmel Rus silahlarıyla mücehhez bir ordu teşkil edip güya Şamil’in üzerine yürüyecek ve bu silahları Şamil’e teslim edecekti”
Nitekim romandaki olay kurgusunun da bu şekilde olduğu, Hacı Murat’ın Rusları ailesini kurtarmak için Ruslarla birlikte bir saldırı yapmak için uğraştığı Rusların bu poyuna gelmemesi üzerine Ruslardan kaçtığı dikkati çeker.
“Şeyh Şamil’in en sadik ve mümtaz naiplerinden biri olan ve onun parmağının bir işareti ile kendisini ölüme ve ateşe atmakta çekinmeyen Hacı Murat’ın Şeyh Şamil’e isyan edebileceğini düşünmek bile mümkün değildir. Hacı Murat, kendisini çekemeyenlere rağmen, hiç bir zaman vatanına ve milletine asi olmamış, daima vatani ve milleti için canla basla çalışmıştır.”
(Türkçeye çeviren Ayşe Yılmaz’ın kitaptaki önsözünden)
ROMANIN KONUSU
Şeyh Şamil’in en kıdemli ve en sevdiği adamı ve dostu olan Hacı Murat ile Şeyh Şamil’in arasında büyük bir anlaşmazlık çıkmış, bunun üzerine Hacı Murat da dört müridi ile Ruslara sığınmıştır. Ruslar onu Şeyh Şamil’e karşı kullanmak istemekte; Hacı Murat ‘da Ruslar ile birlikte ailesini Şeyh Şamil’in elinden kurtarmak istemektedir.
ROMANIN ANAFİKRİ.
Romanda geçen ele alınması zor olan deve diken sembolü ile “Dizlerinin üzerinde yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir” cümlesi romanın ana fikri kabul edilebilir.
ROMANIN ÖZETİ
Olaylar 1840-1855 yılları arasında özellikle Kırım Savaşı esnasında Tiflis ve Grozni şehirleri arasındaki coğrafya da geçer.
Hikâye ise anlatıcının Kafkasya’da at sürerken bir devedikenini koparmak istemesi dikenlerin ellerine batması devedikeni çiçeğini kolayca koparamaması üzerine Hacı Murat’ı ve hikâyesini hatırlamasıyla başlar. “ Eğer öleceksek, kolayca olmayacak bu, deve dikeni gibi olacağız, çok zor kopartacaklar. “
Hacı Murat yıllarca Ruslarla savaşan Rusların bile takdir ettiği ( Avar) bir Çeçen savaşçısıdır. Bir zamanlar Şeyh Şamil’in sağ kolu olan bu savaşçı intikam ve diğer nedenler ile Şeyh Şamil ile ters düşmüş ve Şamil’i öldüreceği hakkında yeminler ederek adamları ile Ruslara sığınmıştır.
Ruslar, Şeyh Şamil ile Hacı Murat’ın arasındaki anlaşmazlıklar ve oluşan düşmanlıklardan faydalanmak istemekte bu yüzden Hacı Murat’ı kullanmak istemektedirler. Şeyh Şamil, Hacı Murat’ın ailesini zindana kapatmış, geri gelmezse ailesinin öldüreceğini yazmıştır. Üstelik Şeyh Şamil, Hacı Murat’ın kardeşini de uçurumdan attırmıştır.
Rus prensi Vorontsoz onunla ilgilenmektedir. Ruslar, Hacı Murat’a hediyeler vermekte onu balolarına ve tiyatrolarına götürmekte; ama Hacı Murat, kendi kültüründen ve Müslüman kimliğinden ödün vermemektedir.
Hacı Murat, yaptığı ihaneti sorgulamakta, Ruslar ise onun Şamil tarafından gönderilmiş bir casus olma ihtimalini hesap etmekte Hacı Murat’ın kaçmaması için de çok dikkat etmektedirler. Hacı Murat’ın Ruslardan istediği tek şey ailesinin kurtarılmasıdır. Hacı Murat, eğer ailesini kurtarmazlarsa onlara yardım etmeyeceğini söyler. Ruslar bu teklifini kabul etmişler ama uzun bir süre geçtiği halde buna teşebbüs etmemişlerdir. Bunun üzerine kendi halkıyla savaşmak istemeyen Hacı Murat da oradan kaçmaya karar verir.
Hacı Murat, ailesi için ölmeyi bile göze almıştır. Şamil ise eğer Hacı Murat bahara kadar geri dönmezse ailesini öldürecektir. Hacı Murat bir sabah ormana geziye çıkıp, yanlarındaki beş Rus askerini öldürüp kaçmıştır. Yaralı kalan bir asker Hacı Murat’ın kaçtığını haber verir.
Hacı Murat ve adamlarının peşine yüzlerce asker düşmüş, Rus askerleri onları bir bataklık kenarında sıkıştırmıştır. Hacı Murat ve dört müridi yüzlerce askere karşı birkaç saat direnirler. Hacı Murat dinlenen atlarına binip kaçmayı düşünürken Hacı Murat’ın düşmanı olan ve Ruslarla işbirliği yapan kendi soydaşları Ruslara yardıma gelir. Önce Hamzala sonra Eldar ve daha sonra Hanefi ölür. Hacı Murat iki kurşun yemesine rağmen yaralarına pamuk tıkayarak çatışmaya devam eder. Ölmeden öce Şeyh Şamil’i oğlunu ve ailesini düşünmektedir.