Sinemada ödül, her yönetmenin, her oyuncunun, her yapımcının ve filmlerin çekiminde görev alan diğer yaratıcıların ya da teknik elemanların düşüdür. Öyle bir düş ki, onu kazanana ya ün, ya para, ya yeni iş olanakları ya da hepsini birden getirir. Oysa ödülün kutsal işlevi sanatsal bakımdan üstün olanı belirlemektir. Ama denilebilir ki, ancak kimi zaman işin buyanı ödüllendirilir. Ne var ki, bugün uluslararası film şenliklerinde ya da “Oscar’lar” gibi şenlik dışı ödüllendirmelerde, c^sğişik amaçlarla sinemanın çeşitli yanlarında üstünlük taşıyan yapıtlar ortaya çıkarılmaya çalışılır. Oscar ödülleri böylece çok yönlü bir değerlendirme yöntemini oluşturuyor.
Herhangi bir sanat dalında verilen ödülün başlıca amacı “nitelik” kaygısı taşımasıdır. Ama öyle ödüller vardır ki, özellikle sinemada kimi filmlere nasıl verilmiş diye şaşırıp kalırsınız. Dünya sinemasında kararları tartışma konusu yapılmayan ulusal ya d^ uluslararası seçiciler kurulu yoktur. Uzun yıllardan beri üzerinden en çok durulan, en çok konuşulan ve tartışılan sinema ödülerinin başında da Oscar’lar yer almıştır.
Bu biraz Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen kapitalizmin özel tanıtma ve halkla ilişkiler yöntemlerinin Oscar’lar için yıllardan beri abartılarak kullanılmasından kaynaklanıyor. Biraz da Hollywood’ûn görkeminden ve büyüsünden… İşin hiç politik yanı yok mu? Eskiden beri Amerika Birleşik Devletleri kendi ideolojisini tüm dünya üzerinde hakim kılmak ve etkili bir düzeyde sürdürebilmek amacıyla kendi sinemasından nasıl yararlanıyprsa, Oscar’la-rın dağıtımından da aynı anlayışla b,u uğraşısına bir pay çıkarmaya çalışıyor.
Ne var ki, ideolojisi ne olursa olsun, Amerika Birleşik Devletlerimdeki sinemanın, uzun bir zaman dilimi içinde değerlendirildiğinde, sanatsal nitelikleri bir hayli üstün, bir hayli etkileyici ve dünya sinemasını bir hayli yönlendirici özelliklere sahip olduğu yadsınamaz.
Acaba Oscar’larm bu gibi değerlendirme çerçevesi içindeki yeri nedir?