Feridü’d-dîn Attâr, bir şair ve mutasavvıf olarak gerek Fars edebiyatında gerekse klâsik Türk edebiyatında birçok şair üzerinde derin izler bırakmış, önemli bir şahsiyettir. O’nun en tanınmış kitabı olan Mantıku’t-Tayr ise hem içerdiği hikâyelerle hem de bu hikâyelerin arka plânındaki tasavvufî düşüncelerle geniş bir okuyucu kitlesi kazanmış ve çok geniş bir coğrafyada zevkle okunmuş bir Şark Klasiğidir.
Kuşlar ülkesinin bütün kuşları, Kafdağı’nın ardındaki padişahları efsanevi kuş olan Simurg’u bulmak için zorlu ve zahmetli bir yolculuğa çıkarlar. İsteği ve azmi yeterli olmayanlar ve dünyevi şeylere takılanlar birer birer yolda kalır. Kafdağı’na ulaşanları ise, hepsi birbirinden çetin yedi vadi bekler: İstek, Aşk, Marifet, İstiğna, Tevhid, Hayret ve Yokluk Vadileri. Uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından yedi vadiyi de aşabilen otuz kuşu ise Simurg yerine başka bir sürpriz bekler.
Kıssadan hisse kapma konusunda maharet sahibi olanlar için Attâr’ın sembolik ve efsanevî bazı kuşlarla ilgili olarak anlattığı hikâyelerde çok büyük dersler vardır.
Feridüddin-i Attar’ın bu eseri, yazılışının üzerinden geçen yedi yüz yıla rağmen eskimeyen, her devirde, yalnız bizde değil, Arap, Fars ve Urdu edebiyatlarında da taze ilgilerin odağı haline gelen bir klasiktir.
Mantıku’t-Tayr, İslâm düşünce ve edebiyat birikiminin özünü teşkil eden “hikmet” odağı etrafında genişleyen halkalar şeklinde tasavvuf, ahlâk, adalet, insana saygı, “hakikat”in bilgisini elde etme temaları ile örülmüş, Yaratıcı’ya ulaşma macerasının kuşlar sembolizasyonu ile özlü bir biçimde anlatımıdır.
İçindekiler
Önsöz
Attâr
Attâr’ın eserleri
Mantıku’ı tayr, Kuşların Dili ya da Kuşların Yolculuğu
Allahu Teâlâ’nın Birliği Hakkında
Peygamber (s.a.v.)’i Medih
Müminlerin Emiri Hz. Ebûbekir’in (r.a)
Fazileti Hakkında
Hz. Ömer’in (r.a.) Fazileti Hakkında
Hz. Osman’ın (r.a.) Fazileti Hakkında
Hz. Ali’nin (r.a.) Fazileti Hakkında
(Taassup Hakkında]
Kitabın Başlangıcı
[Hüdhüd’ün Kuşlara Sözü)
Sîmurg’un Hikâyesi
Bülbülün Hikâyesi
Papağanın Hikâyesi
Tavusun Hikâyesi .
Kazın Hikâyesi.
Kekliğin Hikâyesi .
Hüma’nın Hikâyesi .
Doğanın Hikâyesi .
Ala Üveyiğin Hikâyesi.
Baykuşun Hikâyesi .
Kuyruk Sallayan Kuşun Hikâyesi ,
Kuşların Hüdhüd’e Soruları.
Hüdhüd’ün Cevabı .
Birinci Vadi: Talep Vadisi
ikinci Vadi: Aşk Vadisi
Üçüncü Vadi: Marifet/Bilgi Vadisi
Dördüncü Vadi: istiğna Vadisi
Beşinci Vadi: Tevhid Vadisi
Altıncı Vadi: Hayret Vadisi
Yedinci Vadi: Fakr ve Fena Vadisi Attâr Kendi Halini Şöyle Anlatır
Önsöz
Fars edebiyatının önemli temsilcileri arasında sayılan hiçbir şâirin hayat hikâyesi, Attâr’ın hayat hikâyesi kadar belirsiz değildir. Örneğin tasavvuf! şiirin en önemli temsilcilerinden birisi olan Mevlânâ’nın hayatına dair elimizde mevcut olan bilgiler, Attâr’ınkilerle karşılaştırıldığında oldukça fazladır. Hatta Attâr’dan bir asır önce yaşamış olan bir diğer önemli şâir Senâî hakkındaki bilgilerimiz de çok daha aydınlatıcıdır.
Buna karşılık eserleri Attâr’ınki kadar bütün bir Doğu İslâm âleminde sevilip yüzyıllar boyu okunmuş, hattâ Batı dillerine bile çevrilmiş Fars şâiri de çok fazla değildir. Attâr’ın İlâhînâme, Tezkiretü’l evliyâ gibi tasavvufî muhtevalı eserlerinin yanında bilhassa Mantıku’t tayr’ı, Islâmî edebiyatın şaheserleri arasında başı çeken eserlerden olmuştur.
Bu benimsenişte ve asırlar ötesinden bugüne uzanışta, Mantıku’t tayr’ın alegorik bir dille bütüncül bir hikâye yapısı içerisinde islâm kültürünün yapı taşlarından birisi olan tasavvufî öğretiyi edebî bir yetkinlik ve manevî bir yaşanmışlık tecrübesiyle vermesi ve tasavvufun, herkes için kolay olmayacak girift meselelerini mümkün olabildiğince anlaşılabilecek bir kolaylığa indirgeyip hikâyeler, meseller ve nasihaderle süsleyerek anlatmasının payı büyüktür.
Bu eser Türk edebiyatında XIV. Yüzyıl Anadolu şairlerinden Gülşehrî tarafından adeta yeniden yazılmıştır. Gülşehrî eserini yazarken serbest bir yol tutmuştur. Şemseddin Sivâsî (ö. 1597) ve Fedaî (ö. 1636) gibi şâirler tarafından Türkçe’ye çevrilen Mantıku’ttayr, Cumhuriyet döneminde ise Abdülbaki Gölpınarlı tarafından günümüz Türkçesine tam metin olarak bir kere daha aktarılmıştır. Ancak bu çeviri tenkitli bir neşirden yapılan çeviri değil, eserin sayıları yüzlerle ifade edilebilecek yazma nüshalarından yalnızca birisine dayanılarak yapılmıştır.
Biz ise, çalışmamızda Mantıku’t tayr’ın Muhammed Rızâ Şefî yi Kedkenî tarafından hazırlanmış olan (Tahran 1383/2004) tenkitli neşrini esas alarak eseri bugünün Türkçesine çevirdik.
Böyle güç bir metnin çevirisinde hatalarımızın olmadığını söyleyemeyiz. Bunların, niyetteki samimiyete, gösterilen gayretteki ciddiyete ve yapılan hizmete göre değerlendirilip affedileceğini umuyoruz.
Bu çalışmamızda metindeki güçlüklerin çözümünde görüşlerinden faydalandığım arkadaşım Doç.Dr. Halil Toker’e, çeviriyi baştan sona okuyup güzel bir metin ortaya çıkması için katkıda bulunan Doç.Dr. M.Fatih Andı ve Prof.Dr. Kemal Yavuz’a müteşekkirim. Ayrıca kültürümüzün kaynaklarından olan Doğu klâsiklerini Türkçemize kazandırma hususundaki gayretinden dolayı Kaknüs Yayınevi’nin sahibi Muhammet Çiftçi’ye teşekkürü borç bilirim.
Mustafa Çiçekler
Üsküdar 2005
…