DiniFelsefe-Sosyoloji-Psikoloji

Friedrich Wilhelm Nietzsche – İnsanca, Pek İnsanca-2

Kişi susamayacağı yerde konuşmalı sadece; sadece aştığı şeyler hakkında konuşmalı – başka her şey gevezeliktir, “edebiyat”tır, terbiye noksanlığıdır. Benim yazılarım yalnızca benim aşmalarımdan söz eder: “ben” varım içlerinde, bana düşman olmuş her şeyle birlikte, ego ipsissimus, hatta gururlu bir anlatıma izin verilirse ego ipsissi mum. *2 Anlaşılır ki: şimdiden çok şey var – altımda.

Ama bende yaşanmış ve aşılmış bir şeyi, özgün bir olguyu ya da yazgıyı sonradan bilgi için soymak, elekten geçirmek, açığa çıkarmak, “serimlemek” (ya da nasıl söylemek isteniyorsa öyle) arzusu içimde kıpırdanıncaya dek, daima önce zaman, iyileşme, uzaklık, mesafe gerekmiştir.

Bu yüzden yazılarımın tümünü, biricik ama önemli bir istisna dışında, geriye tarihlemek gerekir – daima “arkada-bıraktığım” bir şeyden söz ederler: – hatta bazıları, ilk üç Zamana Aykırı Bakış gibi, daha önceden yayımlanmış bir kitabın (bu durumda “Tragedya’nın Doğuşu”nun: hassas bir gözlemcinin ve karşılaştırmacının gözünden kaçmayacağı gibi) ortaya çıkış ve yaşantılanma döneminin de çok gerisine tarihlenmelidir.

Birinci ‘Zamana Aykırı’nın içeriği, yaşlanmış David Strauss’un Alman milliyetçiliğine, ensesi kalınlığına ve dil-savurganlığına yönelik o öfkeli patlama, önceleri bir üniversite öğrencisiyken, Alman kültürünün ve kültür dar kafalılığının ortasında oturduğum zamanki ruh hallerine tercüman oldu (şimdi çok kullanılan ve çok kötüye kullanılan “kültür dar kafalısı” sözcüğünün babası olduğumu iddia ediyorum); – ve “tarihsel hastalığa” karşı söylediklerimi, bu hastalıktan yavaş yavaş, güçlükle iyileşmeyi öğrenmiş, bir zamanlar ondan çok çektiği için bundan hiç de böyle “tarihten” vazgeçmek niyetinde olmayan birisi olarak söylemiştim.

Sonra üçüncü Zamana Aykırı Bakış’la, ilk ve biricik eğiticim, büyük Arthur Schopenhauer’e duyduğum hürmeti dile getirdiğimde – bugün bu hürmeti çok daha güçlü ve daha kişisel bir biçimde dile getirirdim – kendi kişiliğim açısından çoktan ahlaksal kuşkunun ve çözülmenin ortasında, yani bir o kadar çok da şimdiye kadarki tüm kötümserliğin derinleşmesi olarak eleştirinin içindeydim – ve daha o zamandan, halkın dediği gibi “artık” hiçbir şeye inanmıyordum, Schopenhauer’e bile: tam da o dönemde oluştu gizli tutulmuş bir yazı: “Ahlak dışı Anlamda Hakikat ve Yalan Üzerine”.

Benim 1876 Bayreuth zafer töreninde Richard Wagner’in onuruna yaptığım zafer ve şölen konuşması bile – Bayreuth bir sanatçının kazanmış olduğu gelmiş geçmiş en büyük zafer anlamına gelir – en güçlü “güncellik” görüntüsünü üstünde taşıyan bir yapıttı, arka planda ise geçmişimin bir parçasına karşı, yolculuğumun en güzel ve en tehlikeli deniz durgunluğuna karşı bir hürmet ve minnettarlıktı…

ve gerçekten bir bağlarından kopma, bir vedalaşmaydı. (Richard Wagner bu konuda acaba kendisini yanıltmış mıydı? Sanmıyorum. Kişi sevdiği sürece elbette böyle resimler yapmaz; henüz “bakıyor” değildir, bakan kişinin yapması gerektiği gibi bu biçimde uzağa yerleştirmiyordur kendini.

“Bakmak için zaten gizemli karşıtlık gereklidir, karşıdan bakmanın karşıtlığı” – diye yazılıdır söz konusu yazının 46. sayfasında, belki de sadece çok az sayıda kulağa hitap eden haince ve efkârlı bir deyimle.) Uzun ara yılların en manevi yalnızlığı ve yoksunluğu hakkında konuşabilmenin aldırışsızlığı, ilk önce, bu ikinci savunu ve önsözün de adanmış olacağı “İnsanca, Pek İnsanca” ile geldi bana.

“Özgür Tinliler İçin” bir kitap olarak, o kitapta altındaki bir dolu sancılı şeyi ardında bırakmış olan, sonradan kendisi için hâlâ saptamalarda bulunan ve âdeta herhangi bir iğne ucunu sertçe batıran bir psikologun handiyse neşeli ve meraklı soğukluğu vardır biraz: – böyle sivri ve ince bir çalışmada ara sıra birazcık kan da akarsa, bu sırada kan psikologun parmaklarına da – her zaman sadece parmaklarına değil – bulaşırsa şaşıracak ne var bunda?…

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Aşkın Gözyaşları- II / Hz. Mevlana

Editor

Bir Düşünce ve Eylem Adamı – Ali Şeriati

Editor

Doğu Perinçek – Kemalist Devrim – 5 – Kemalizmin Felsefesi ve Kaynakları

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası